Siyasette ilk Türkçü-Muhafazakar ittifakı

GÜNÜN TARİHİ 19 Temmuz 1948

Bugünkü “Cumhur İttifakı” manasında gösterebileceğimiz ilk siyasî teşekkül, bundan 76 sene evvel bugün kuruldu. Günün tarihi itibariyle 19 Temmuz 1948.

Bu yeni siyasî hareketin adına Millet Partisi oldu. Halk onlara “Milletçiler” ismini verdi.

Millet Partisi’nin Resmî Başkanı Prof. Hikmet Bayur, Fahri Başkanı ise emekli Mareşal Fevzi Çakmak idi.

Çeyrek muhalefet görevini zorlukla yürüten Demokrat Parti’den otuza yakın milletvekili transfer edilerek kurulan bu parti, Meclis’te grup kurarak bir anda boy göstermeye başladı.

Demokrat Parti’yi adeta ortadan ikiye bölen bu siyasî hareketin, ayrıca lokomotif kuvvetinde iki aktör vardı: Türkçülerin siyasî lideri Osman Bölükbaşı ile muhafazakârların siyasî lideri Cevat Rıfat Atilhan.

Türkçüler ile muhafazakârları bir arada tutmada en önemli rolü oynayan aktörlerin başında Mareşal Çakmak geliyordu. O tarihte “Mareşal” dendi mi, akan sular duruyordu. Bugün siyasetin tepesinde, dolayısıyla “Cumhur İttifakı”nın başında  “Reis”in durumu-konumu ne ise, o tarihte “Mareşal” da aynı durumda idi.

*

76 sene evvelki siyasî gelişmelerin seyrine biraz daha yakından baktığımızda kısaca şunu görüyoruz: Milliyetçi ve muhafazakâr olarak bilinen bir grup milletvekili, 1946’da seçilmiş oldukları Demokrat Parti’den ayrılarak Millet Partisi’ne transfer oldu.

1948 yılı Temmuz ayı ortalarında Ankara’da dindarlığıyla ve Bediüzzaman Hazretlerine dostluğuyla bilinen Osman Nuri (Köni) Efendinin evinde toplanan Milletçiler, mübarek sayı olsun diye 33 kişiyle yeni partiyi hemen kurmaya karar verdiler.

Milletçiler’in toplandığı o ev, Mustafa Sungur’un da hatıratında ifade ettiği gibi bir nevi “misafirhane” hüviyetindeydi. Milletçiler’in (bilhassa Osman Nuri Beyin) beklentisine göre, Üstad Bediüzzaman Afyon hapsinden çıktıktan sonra burada ikamet etmesi sağlanacak ve böylelikle Millet Partisi için müşterek bir hizmet avantajı elde edilmeye çalışılacaktı.

(NOT: Prof. Hasan Köni’nin amcası olan Osman Nuri Beyin “Tarihçe-i Hayat” isimli eserin “Tahliller” bölümünde dostane bir makalesi var.)

*

Millet Partisi’nin kurucuları, daha ilk grup toplantılarında Demokrat Parti’yi pasiflikle suçlamaya başladılar. Onlara göre, iktidardaki Halk Partisi’ne ve başındaki İsmet Paşa’ya karşı daha sert, daha haşin bir politika takip edilmeliydi. Nitekim, partinin resmî kuruluşuyla birlikte bir beyannâme neşreden Fahrî Başkan Fevzi Paşa’nın sözleri de aynı yöndeydi.

Fevzi Paşa, Halk Partisi’ne karşı asıl muhalefeti ancak kendilerinin yapabileceğini, Demokratlar’ın çok pasif kaldığını ve uzlaşmacı bir tavır sergilediğini söylüyordu. Oysa, Millet Partisinin bu çıkışı en çok da Halkçıları ve bilhassa İsmet Paşayı sevindiriyordu. Çünkü, bu hareketle, iktidara gelmeye hazırlanan Demokratların bölünerek zaafa uğratıldığını gayet iyi biliyorlardı.

*

Milletçiler’in 1950 seçimleri öncesinde halka yönelik yaptıkları propagandanın mahiyeti özet olarak şöyleydi: “Bizim başkanımız Fevzi Paşa, Demokratların başındaki Celal Bayar’dan daha dindar bir şahsiyettir. Üstelik, İsmet Paşaya karşı daha cesur ve daha dişli bir liderdir. Ayrıca, partimizin kurmay kadrosu da Demokratların kadrosundan daha milliyetçi, daha muhafazakâr bir heyetten müteşekkildir. Dolayısıyla, Demokratları değil, bizi destekleyin, bizi iktidara getirin…”

İşte, bu mânâda seçim propagandası yapan Milletçiler, Üstad Bediüzzaman ve Nur Talebelerine de tesir etmeye ve desteklerini almaya çalıştılar. Ancak, hiçbir şekilde yüz bulamadılar ve iltifat göremediler. (Bakınız: N. Şahiner; Son Şahitler–IV, s. 44)

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*